Deniz Güvenliği Harekâtı İçin Daha Küçük ve Esnek Savaş Gemileri

Deniz Kuvvetleri’nin icra ettiği görevlerde savaş harici faaliyetler önemli bir yer tutmaktadır. Son yirmi yılda da birçok donanma, deniz haydutluğu ile mücadele, denizde karakol, kuvvet koruma gibi deniz güvenliğine yönelik harekâta odaklanmış durumdadır. Ancak bu tip faaliyetlerde kullanılan savaş gemilerinin birçoğu aslında farklı amaçlar için üretilmiş gemilerdir. Örneğin, Somali Körfezi’nde deniz haydutluğu ile mücadele kapsamında 2009 yılında Kuzey Atlantik Konseyi tarafından onaylanarak aktive edilen Okyanus Kalkanı Harekâtına iştirak eden NATO gemilerden birçoğu muhrip ve fırkateynlerdir. Bu gemiler, her ne kadar bu tip görevlerde kullanılabilse de, bir fırkateyni veya muhribi teröristlerle veya deniz haydutluğuyla mücadele kapsamında kullanarak riske etmenin ne kadar mantıklı olduğu tekrar değerlendirilmelidir.

Üstün Yetenekli Savaş Gemilerine Karşı Küçük Savaş Gemileri

Deniz güvenliği harekâtı icra eden gemilerin birçoğu Suüstü Harbi, Hava Savunma Harbi ve Denizaltı Savunma Harbi icra edebilen gelişmiş gemilerdir. Bu gemilerin sahip oldukları yetenekler, bir harp esnasında düşmana karşı başarılı olabilmelerini sağlayabilmektedir[1]. Ancak, bu gelişmiş özelliklerin aktif olarak kullanıldığı durumlar, bahse konu gemilerin faaliyetlerinin belki de %1’inden azını teşkil etmektedir. Harp şartları dikkate alınarak üstün yetenekli gemilerin inşa edilmesi çok yerindedir. Fakat deniz kuvvetleri, gemiler tarafından icra edilecek görevleri de dikkate alarak, kaynaklarını etkin şekilde kullanmalı ve daha iyi bir kuvvet yapısına ve unsur yelpazesine sahip olmalıdır.

Fırkateyn ve muhripler, günümüzde uzak mesafelerde harekât icra edebilme yeteneğine sahip en uygun gemiler olarak görülebilir. Ancak bu gemilerin inşası ve idamesi oldukça pahalıdır (Burada kastedilen, bu gemilerin gereksiz olduğu değil; deniz güvenliği gibi faaliyetlerde kullanılacak diğer gemi alternatiflerinin de deniz kuvvetlerine kazandırılması gerekliliğidir). Diğer yandan, daha küçük gemiler ucuz olmalarının yanı sıra günümüzde icra edilen birçok faaliyet için daha uygundur. Bu nedenle, birçok ülke yeni gelişen harekât ihtiyaçları çerçevesinde donanmalarını tekrar şekillendirmeye başlamışlardır. Bu ülkeler, daha küçük ancak modülerliği sayesinde birçok görev icra edebilen Offshore Patrol Vessel (OPV) gibi gemilerin inşasına başlamış; bu süreci, yeni tehditlere karşı yeni taktik ve yöntemler geliştirerek desteklemeye amaçlamışlardır. Bununla birlikte, gemi dizaynı ve tedariki süreci çok az gelişme göstermiştir.

Etkinliği Sağlama Kapsamında Bazı Teklifler

Son yıllardaki teknolojik gelişmelere rağmen, gemi dizaynı ve tedariki süreci teknolojiyi kullanma konusundaki değişime ayak uydurmakta zorlanmaktadır[2]. Gemi inşası için hem maliyet etkinliği hem de harekât etkinliği önemli olmakla birlikte bu ikisinin de aynı anda etkin olmasını sağlamak geleneksel gemi dizaynı yaklaşımıyla çok zor görülmektedir. Teknolojinin uygun kullanımı ve sanal ortamlardan istifade, her iki etkinliği de kabul edilebilir seviyede elde etmemize katkı sağlayabilecektir. Dahası, karar-destek maksadıyla geliştirilecek simülasyon ve analitik modelleme araçlarının kullanımı, gemi inşa sürecinin başlarında muharip personel ile mühendislerin işbirliğinin artmasına katkıda bulunacaktır. Bu nedenle, simülasyon modelleme ve analiz yöntemlerinin uygun şekilde kullanılması, deniz kuvvetlerinin hedeflerine ulaşmasına önemli katkı sağlayacaktır [3].

Bu kapsamda, yazar tarafından belirli bir deniz güvenliği senaryosu çerçevesinde modelleme simülasyon ve analiz çalışması yapılmış, çalışmanın neticesinde gemi inşa süreci, gemilerin taktik kullanımı ve angajman kurallarına ilişkin önemli sonuçlara ulaşılmıştır. Bu sonuçlar ışığında hazırlanan bazı teklifler aşağıda sunulmuştur [4]:

  • Gemi tedariki kapsamında yetenek, maliyet ve harekât etkinliği konularında detaylı ve işbirliği içerisinde çalışmalar yapılması gerekmektedir.
  • İsterlerin belirlenmesi aşamasında, gemi dizaynı konusunda karar verecek personel ile gemiyi kullanacak personelin birlikte çalışması gerekmektedir. İsterler tek taraflı olarak belirlenmemelidir.
  • Bir deniz harekâtının sonucuna etki eden birçok faktör bulunmaktadır. Harekâtın başarılı olarak icra edilmesi için ise bahse konu faktörlere ilişkin birden çok çözüm kümesi bulunmaktadır. Aynı sonuca ulaşmayı sağlayacak farklı kombinasyonlar bulunabilir.
  • Gemilerin icra ettikleri farklı görevlerdeki harekât etkinliğini ölçmek için büyük ölçekli modelleme ve simülasyonların yapılması gerekmektedir. Bu çalışma, gemilerin harekât konseptlerinin gemi inşa süreci ile koordineli olarak geliştirilmesine katkı sağlayabilecektir.
TCG Giresun Deniz Güvenliği
TCG Giresun (F-491) fırkateyninin Aden körfezinde icra ettiği refakat ve karakol görevi. Fotoğraf: Türk Deniz Kuvvetleri

Sonuç ve Tartışma

Suüstü gemileri, bir ülkenin sahip olduğu en değerli platformlardandır. Bu gemiler, ülkenin denizden güvenliğinin, deniz alaka ve menfaatlerinin korunmasını sağlarlar. Bu nedenle bahse konu gemilerin sadece üstün yetenekli değil aynı zamanda esnek olmaları ve her türlü tehdide karşı mücadeleye hazır bulunmaları gerekmektedir.

Günümüzde sadece savaş gemileri değil deniz ulaştırma yolları ve ticaret gemileri de ciddi tehdit altındadır. Bu nedenle hâlihazırda icra edilen birçok harekât deniz güvenliği kapsamına girmektedir. Ancak bu harekâta iştirak eden gemileri çoğu deniz güvenliği harekâtı maksadıyla değil, konvansiyonel deniz harbi maksadıyla inşa edilmiştir. Bu nedenle bahse konu gemiler, deniz güvenliği kapsamında kullanılmak için oldukça pahalıdır. Dahası bu gemiler, modern tehditler ve küçük botlar ile mücadele için yeterli esneklikte değildir. Bu sebeple deniz kuvvetleri, bir taraftan fırkateyn ve muhrip gibi gemileri tedarik ederken, diğer taraftan da değişen tehditlere karşı OPV gibi daha küçük ancak daha esnek gemilerin inşasını dikkate almak durumundadır.

Bir savaş gemisinin yetenek ve özelliklerine ilişkin kararların ve isterlerin çoğu gemi dizaynı aşamasına gelinmeden önce belirlenmektedir. Ancak, gemi inşasına ilişkin daha iyi kararlar alabilmek için, karar vericilerin farklı alternatiflerin sağlayacağı avantaj ve dezavantajlara vakıf olması gerekmektedir. Bu nedenle, harekât etkinliğine ilişkin analizler oldukça önemlidir. Ayrıca, denizdeki komutanın vereceği taktik kararların harekâtın sonucuna direkt etki edebileceği gerçeğinden hareketle, hem geminin sahip olacağı yetenekler hem de gemi kullanım konseptine ilişkin kararlar gemi dizaynının ilk aşamalarında analiz edilmelidir. Bu ise gemi dizaynı ekibi ile harekât ekibi arasındaki sıkı işbirliği ve iletişim ile mümkündür.

Kaynaklar

[1] Martin N. Murphy, “Suppression Of Piracy And Maritime Terrorism: A Suitable Role for a Navy?”, Naval War College Review 60, sy 3 (2007): 23-45.

[2] J. Christopher Ryan ve Otto P. Jons, “Improving the Ship Design, Acquisition and Construction Process”, Naval Engineers Journal 104, sy 2 (1992): 39–57, https://doi.org/10.1111/j.1559-3584.1992.tb00723.x.

[3] Igor Mizine, Bruce Wintersteen, ve Steven Wynn, “A Multi-Level Hierarchical System Approach to Ship Concept Formulation Tools”, Naval Engineers Journal 124, sy 3 (2012): 93-120.

[4] Turgut Kaymal, “Assessing the operational effectiveness of a small surface combat ship in an anti-surface warfare environment”, 2013, http://calhoun.nps.edu/handle/10945/34685.

Leave a Comment