Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler isimli kitap, Halil İnalcık’ın farklı konularda özel olarak hazırladığı araştırma yazılarının bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş, kitabın başlığı bizzat kendisi tarafından seçilmiştir. Kitapta, Osmanlı tarihindeki bazı olaylar ve kişiler farklı boyutlarıyla ele alınmış ve rivayetlerin efsane mi yoksa gerçek mi olduğu kaynakları ile irdelenmiştir.
Kitapta toplam on sekiz araştırma konusu olmakla birlikte, bu yazıda denizcilikle yakından ilgili olduğu değerlendirilen aşağıdaki dört konu incelenmiştir.
- İzmir’i Fetheden Bizans’ı Titreten Türk: Çaka Bey,
- İstanbul Kuşatmasında Kritik Üç Gün: 20-21-22 Nisan 1453,
- İstanbul’un Fethi ve Denizde Mücadele,
- Boğazlar’ın 800 Yıllık Tarihi ve İstanbul.
İzmir’i Fetheden Bizans’ı Titreten Türk: Çaka Bey
Bu makalede, Çaka Bey’in batı Anadolu’daki faaliyetleri, Bizans ile mücadelesi, diğer Türkmenlerle ilişkileri ve denizcilik faaliyetleri Anna Komnena’nın Alexiad adlı eseri ile A.N.Kurat’ın Çaka Bey isimli çevirisi temelinde ele alınmaktadır. Metindeki çarpıcı noktalar aşağıda sunulmuştur:
– Çaka Bey İzmir fatihidir. İlk Türk İzmir beyliğini kurmuştur. Yaptığı akınlardan birinde Bizans’a esir düşmüş, başka seçkin Türk esirleri gibi Konstantinopolis’teki sarayda önemli bir konuma yükselmiştir. Çok iyi seviyede Rumca öğrenmiştir. Saraya yeni bir hanedan hâkim olunca ayrıcalıklı konumunu kaybederek saraydan kaçmış, kendi oruğuna dönmüştür.
– Çaka Bey, İzmir yakınlarında bölgedeki Rumlara üç ve iki kürekli kadırgalardan müteşekkil 40 parçalık bir donanma yaptırmıştır. Bu gemilerin kaptanı dahil mürettebatı Rumlardan oluşmakla birlikte, savaşçılar Türkmenlerdir. Bu donanma ile Midilli ve Sakız dahil bazı Ege adaları ele geçirilmiştir.
– Çaka Bey’in Fetihleri ve Ege’deki faaliyetleri Bizans’ı oldukça rahatsız etmiştir. Çaka’dan korkan Bizans İmparatoru, Çaka Bey’in kızı ile evli olan Selçuk Sultanı Kılıç Arslan’ı Çaka’ya karşı kışkırtmıştır. Sonuçta Kılıç Arslan tarafından öldürülmüştür.
İstanbul Kuşatmasında Kritik Üç Gün: 20-21-22 Nisan 1453
Bu kısımda, İstanbul kuşatması sırasında 20 Nisan 1453’te meydana gelen deniz yenilgisi, bunun iktidar mücadelesi ve savaşın gidişatı açısından etkileri farklı kaynaklardan istifade ile detaylı olarak incelenmiştir.
20 Nisan’da Sakız Adası’ndan gelen yiyecek ve silah yüklü dört büyük kalyon, sayıca oldukça fazla olan ve kürekli kadırgalardan oluşan Osmanlı donanmasını yarıp Haliç’e girmeyi başarmıştır. Bu durum Osmanlı cenahında şok etkisi yaratmış, savaşın kazanılacağı ve İstanbul’un fethedileceğine dair şüpheleri artırmıştır. Fakat, Fatih’in azmi ve stratejisini uygulamaktaki kararlılığı sayesinde, 22 Nisan’da 70-72 parça geminin karadan çekilip Haliç’e indirilmesi sonucu kuşatmanın seyri değişmiştir. Beklenen Venedik yardımının da gecikmesi ile İstanbul fethedilmiştir. Halil İnalcık’a göre, “İstanbul’un fethi ve 500 yıllık imparatorluk, 20 Nisan’daki deniz bozgunundan sonra azim ve kararında sarsılmayan Fatih’in eseridir.”
Yazıda dört Venedik gemisinin nasıl olup da Haliç’e girmeyi başardığı, bunun Osmanlı iktidar mücadelesini nasıl etkilediği, kuşatmaya karşı çıkan veziriazam Çandarlı Halil’in akıbeti, gemilerin karadan Haliç’e indirilmesi gibi hususların detayları bulunmaktadır. Denizden lojistik desteğin önemi ve bunun taraflar açısından olası sonuçları da bu yazı ile daha kolay anlaşılmaktadır.
İstanbul’un Fethi ve Denizde Mücadele
Makalede, Fatih’in deniz stratejisi ve bunu pratikte nasıl uyguladığı ortaya konmuştur. Ege ve Karadeniz üzerindeki egemenlik mücadelesi, Venedik ile ilişkiler, Midilli’nin fethi, boğazların tahkimatı gibi konulardaki detaylı bilgiler, Fatih’in neden hakanü’l-bahreyn unvanını aldığını ortaya koymaktadır. Makaledeki çarpıcı noktalar aşağıda sunulmuştur:
– İstanbul Boğazı’nda Türk egemenliğini ilk kez Fatih garanti etmiştir.
– Fatih, Çanakkale Boğazı ve İstanbul’un savunması için Kuzey Ege adalarının stratejik önemde olduğunu anlamış ve bu adaları kontrolü altına almıştır.
Boğazlar’ın 800 Yıllık Tarihi ve İstanbul
Boğazların Osmanlı, Bizans, Venedik, Ceneviz ve Ruslar açısından önemi ile Osmanlı’nın boğazlarda hakimiyet için verdikleri mücadele bu yazıda ele alınmıştır. Boğazlardaki kale ve hisarların neden yapıldığı, boğazlardan serbest geçiş için Venediklilerin çabaları da bu yazının konularındandır. Çarpıcı noktalar aşağıda sunulmuştur:
– İstanbul’u fethine kadar Osmanlı kuvvetlerinin Anadolu-Rumeli ana geçiş güzergâhı Çanakkale Boğazı’ndaki Gelibolu-Lapseki yoludur. İstanbul boğazı ikincil güzergah olmuştur. Ancak bu yollar fethe kadar Venedik ve Bizans’ın tehdidi altında kalmıştır. Boğazı geçmek için büyük Ceneviz gemilerine de servetler harcanmıştır.
– İstanbul’un fethi ve Fatih’in Boğazları kalelerde donatması sonucu Osmanlı 500 yıl kadar ayakta kalabilmiştir. Ayrıca Boğazlara hakimiyetin sonucunda uzun bir süre Karadeniz bir Türk gölü haline gelmiştir.
– Rusya’nın güçlenip 17. ve 18. yüzyıllarda Karadeniz’e inmesi, tarihteki önemli dönüm noktalarından birini oluşturmaktadır.